24 Şubat 2013 Pazar

Bizans'ın büyük stratejisi -3 - Diplomasi

"Atilla'nın Hunlarının arz ettiği olanüstü tehdit, imparatorluğun hayatı ile kumar oynamak yerine, kalıcı bir hasar vermeden geçip gidene kadar büyük ölçekli bir fiziksel çatışmaya başvurulmadan kontrol edildi. Böylece önce diplomasi, sonra kuvvet kullanım ile yeni bir stratejik yaklaşımda tastik edilmiş oldu"
Önce diplomasi, sonra kuvvet kullanımı, zira ilkinin maliyeti geçiciyken ikincisinin riskleri ölümcül olabilirdi. Bu strateji uyarınca çeşitli ikna yöntemleri kullanıldı, ancak en önemlisi daimi altındı. Bu yöntemler, aşırı talepkarlığı sınırlandıracak bir askeri güçle kombine edilerek, takip eden yüzyıllar boyunca pek çok tehlikeli düşmanı savuşturmak için seferber edildi. Haraç vermenin maliyeti, istila ve işgallere karşı askeri yöntemlerle direnmeye çalışmanın çifte maliyetinden daha tercihe şayandı: Askeri direniş demek hem harekat maliyeti, hem de siviller açısından can ve mal kaybı demekti.

Ekonomik açıdansa, haraç ödemek deflasyona sebebiyet vermiyordu. Vergi mükelleflerinden hazineye, hazineden tekrar vergilendirilmiş ekonomiye maaşlar ve ödemeler yoluyla aktarılan para akışı, haraç ödendiğinde sadece geçici olarak mecraından sapıyordu. Hunlar  ve onlardan sonra gelenler topladıkları haraçları ihtiyaç ürünleri ve incik boncuk karşılığında ödeme yapmak için kullanıyorlardı. Bu sınrı ticareti için özel anlaşmalar yapılırdı. Böylece Hunlara verilmil altınlar, mücevher olarak elde tutulan küçük bir kısım haricinde, kısa bir süre içerisinde Bizans ekonomisine geri dönerdi. Stratejik açıdan bakıldığında haraç vermek, imparatorluğun en önemli görece avantajı olan nakdi mevcuttan faydalanmanın etkili bir yoluydu.

Bizan'ın Büyük Stratejisi, Luttwak  syf; 82, 83

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder