29 Mart 2013 Cuma

İş hayatı, girişimcilik ve risk

İnsanlığın başladığı ilk günden bugüne kadar,hayatın her alanında  ve her döneminde insanoğlu karar vermek ve aldığı kararları uygulamak gibi kaçınılmaz bir sorumluluğa daha doğrusu yaşamak için bu zorunluluğa sahiptir.Okul seçimi,  meslek seçimi , eş seçimi , kıyafet seçimi, yemek seçimi vs… 
Bunlar karar vermek ve uygulamak yolundaki en basit ve en temel başlangıç noktalarıdır.Bu ve bunun gibi kritik ama bir o kadar da sıradan seçimler, binlerce yıldır insanoğlunun dünyayı şekillendirmesine vesile olan anlardır. Ve insanlık belirsizlik ortamında doğru karar verebilmek için, gelecek ile ilgili doğru ya da doğruya yakın öngörülerde bulunabilmek için yüzyıllardır yaptığı çalışmalar sonucu , bugünkü astroloji, olasılık, istatistik gibi kavramlar  ortaya çıkmıştır.Risk olarak adlandırılan kavram, aldığımız ve uygulamaya koyduğumuz kararların nasıl sonuçlanacağı ile ilgili olasılık hesaplamalarıdır.
 

                Risk tarihi incelendiğinde , ismini çok iyi bildiğimiz; Bernoulli, Newton, Pascal ve daha birçok bilim insanının  bu problemle çok yakından ilgilendiği ve detaylı çalışmalar yaptığı görülür. Bernoulli Büyük Sayılar Yasasını ve geliştirdiği istatiksel örnekleme yöntemlerini bu yolda bulmuştur. Abraham De Moivre de çan eğrisi , standart sapma kavramlarını ve genel olarak Ortalamalar Yasası olarak bilinen kuralı ve risk ölçmede kullanılan tekniklerin temel unsurlarını bu yolda oluşturmuştur. ( Günümüzde çok yaygın olan hayat ve sağlık sigortalarının temel çalışma prensibleri de bu yolda doğmuştur)  Milattan yüzyıllar önce , oyun ve bahislere olan tutku ile başlayan tahmin ve öngörü geliştirebilme çabaları ; aynı tutku ve hırsı ekonomik gelişmeye ve teknolojik ilerlemeye aktardı. O günlerden bugüne , kimisi kumarda daha çok kazanabilmek için, kimisi sadece bir  matematik problemini  çözmek için, kimisi de felsefi ve sosyolojik olarak kadere hükmedebilmek için yaptı bu çalışmaları. Sebebi her ne olursa olsun, bu insanlar risk almanın akılcı sürecini tanımlayarak bilimi ve girişimciliği günümüze damgasını vuran hız, anında iletişim ve kolay erişim noktasına getirdiler. Bu nokta şu anda tüm dünyanın  içinde bulunduğu çağdaş piyasa ekonomisidir.


                Gelecekte olabilecekleri öngörebilme ve seçim yapabilme yeteneği çağdaş ve zengin toplumların temelini oluşturur. Riskin tanımlanması ve yönetimi ; aile planlamasından sigortacılığa, borsalardan emniyet kemeri takmaya , hayvancılıktan tarıma , üretimden pazarlamaya çok geniş bir alanda insanlığa rehberlik eder.


                Ay’a giden ilk uzay aracı Saturn5 ‘i geliştiren bilim adamı bu durumu şöyle açıklıyor .” Sızdırmayan bir vana istersiniz ve böyle bir vana yapabilmek için mümkün olan herşeyi denersiniz. Ancak gerçek dünya size  sızdıran bir vana verir. Siz de tolere edebileceğiniz sızma miktarını belirlemek zorunda kalırsınız.”  ( Arthur Rudolph )  İşte risk tanımı ve tarihi içindeki paradoks da budur. Siz, doğru incelemeler ve analizlerle , tolere edebileceğiniz değerleri belirleyip kararlar aldığınızda, zarar görme olasılığını minimuma indirmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla olasılık çok küçük tolere edilebilir  ve kontrol edilebilir oranlara indiğinde supriz  zarar riski ortadan kalkıyor.  Risk tarihi , olasılık , istatistik ve matematik  alanlarında  çağlar boyu yapılan çalışmalar hakkında  daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz Peter L. Bernstein’ın  “ Tanrılara Karşı Riskin Olağanüstü Tarihi “ isimli kitabı tavsiye edebilirim.Ayrıca bu yazımda yaptığım birkaç bilgi alıntısı için yazara buradan teşekkür ederim.


                Günümüz iş hayatında risk kavramını basit olarak ele alırsak; en önemli iki kavram veri toplamak ve doğru analiz yapmaktır. Geçmiş olmadan gelecek olmaz.Yazılı tarih , her dal , her sektör ve her konuda bizim karar alma mekanizmamızı etkileyen en büyük faktördür.  Yaşanmış olaylar ve tecrübeler yani tarih, bir bakımdan  yapılması bir ömüre sığmayacak kadar çok olan tüm deneylerin sonuçlarını içeren bir veritabanıdır.Ve bu veri tabanına sonsuz ulaşım, bugün içinde bulunduğumuz teknoloji dünyasında bize en yakın ve en ulaşabilir mucize olarak yanıbaşımızdadır.Bugünün şartlarını ve imkanlarını iyi ve doğru kullandığımızda , girişimcilikte ve iş hayatında riskin ,sadece büyük doğal afetler,  ciddi sağlık problemleri , ölüm , büyük ekonomik krizler  dönemlerinde hayatta kaldığını görebiliriz ki bu durumlar nefes alıp vermemizin sonucudur. Yani hayatın önlenemez süprizleridir. Bunların içinde ekonomik krizler bile uzun süreli iyi analiz ve takiplerle bir miktar öngörülebilir  konuma geçebilir.


                Yeni bir iş fikrimiz var ve bunu hayata geçirmek için girişimde bulunmak istiyoruz.Fikrimiz ile ilgili araştırmaları, pazarda rakiplerimizin bulunup bulunmadığını, varlar ise pazardaki konumlarını, pazardaki mevcut boşluğu , kendi finansal yapımızı , müşteri profilimizi hatta müşteri  kitlemizin finansal yapısını ve bunlar gibi bircok detayı analiz etmeyen bir girişimci isek başarılı olma olasılığımız , olsak bile bunu sürdürebilme olasılığımız ölçülemiyecek kadar azdır . Dikkat ettiyseniz ürün/fikir ile ilgilenmiyorum. Üretim , teknik, gibi konular ön fizibilite çalışmlarından sonra gelir. Yazı tura atarken bile %50 şansımız var. Çünkü olası iki yüzey bulunmakta ve dik gelme olasılığı  sfıra yakındır ( özel ortamlar hariç)  Bizim yaptığımız, yüzey sayısını bilmediğimiz bir parayla yazı tura oynamaktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla kazanma olasılığımız hesaplanamayacak kadar küçüktür.


                2. bir örnek olarak ; mevcutta var olan işimizle ilgili yeni bir antlaşma sürecindeyiz. Antlaşmayı yapacağımız kurum/ kişi ile ilgili tüm bilgileri ve detaylara ulaşmak günümüz imkanları ile en fazla sadece 1 günümüzü alır. Karşı tarafın güncel ve geçmiş mali yapısı , üretim/satış kapasitesi, yeterliliği gibi verilere ulaşmak için bugünkü koşullarda ajan olmamıza ya da önemli tanıdıklarımızın olmasına gerek yok. Bu verileri elde edip analizini yapmadan attığımız bir adım sonunda,” dolandırıldım” , “battım” ya da” risk göze almıştım olmadı “demek fazla iyimserlik olur.Çünkü biz sadece gören gözlerimizi kapatıp yola çıktık, hem de bilmediğimiz bir yola. Kendi evinizde dahi gözlerinizi kapayıp 1 dk boyunca herhangi bir yere çarpmadan yürüyemezsiniz. Doğru verilerle yapılan doğru analizler sonucu harekete geçen herhangi bir girişimde risk yoktur. Daha doğrusu , öngörülemeyen süprizlerle karşılaşma olasılığınız sıfırdır. ( Doğal afet , ölüm vs.. hariç)


                Girişimcilik ile fırsatçılığı da birbirinden ayırmak gerekir. Peynir büyük, mesafe kısa olan durumlarda, etrafını kontrol etmeden peynire koşan farenin kapana yakalanma olasılığı ne kadar büyük ise, veri toplama ve analiz çalışmaları yapılmadan harekete geçen girşimin de zarar etme ya da batma olasılığı o derece büyüktür. Ve sakın fare büyük risk göze aldı demeyin. Bu durumu fırsatçılık yada en kibar haliyle “saf”lık olarak tanımlayabiliriz. Bile bile gözü kapalı  yürümek nasıl risk göze almak değil macera peşinde koşmak ise, belirsizlikleri ortadan kaldırmadan yapılan girişimcilik de risk değil salt hayalciliktir.


                Risk sözcüğü eski italyancada “ cüret etmek” manasında kullanılan “risicare” fiilinden gelir. Cüret etmek her insanda bulunan tanrısal bir özelliktir. Fayda teorisinin  Bernoulli tarafından yapılan tanımı ;  akılcı bir insanın her koşul altında faydayı ölçmesi ve buna göre tercih yaparak karar vermesidir. Risk kader değil , veriler ve analizler sonucu yapılan seçimdir.


                Kayıpların , zararların, meydana  gelebilecek  aksaklıkların ve engellerin öngörüsünü yapmak yanında fayda ve beklenti tanımını da doğru yapmak gerekir. Okuduğumuz ve duyduğumuz süreklilik gösteren hiçbir başarı hikayesi  1 gün, 1 ay ya da 1 yıl içinde olmamıştır. Simit satarak 1 yıl içinde büyük bir şirket haline gelemezsiniz. Ancak simitte bir farklılık yaratıp, veri toplama ve analiz kısmını yaptıktan sonra , bir strateji ile pazara girdiğinizde 5 yıl içinde simit fırınları zincirine sahip olma olasılığınız çok yüksektir. Hiç mi şans faktörü yok derseniz, cevabım evet yok olacaktır. Çünkü şans gerçekleşebilecek olasılıkların karşılığıdır. Siz, iyi bir fikir ve doğru bir ön çalışma sonucu gerçekçi  öngörülerle, kontrol edilemeyen zarar görme olasılığınızı minimuma indirip yola çıktığınızda,   şansınıza karşılık gelen olasılık fayda elde etmek olacaktır.


                Başarılı bir şirket yöneticisi , herşeyden önce öngörü sahibi iyi bir tahmincidir.Satın alma, üretme, pazarlama , fiyatlandırma ve örgütlenme hepsi arkadan gelir. Öngörü sahibi iyi bir tahminci olmak da, 6.his ile, fal , tarot  ile değil, alan belirlemek, veri toplamak, gerçekçi olmak ve analiz yapabilmek ile alakalıdır. Kesinlik içermeyen, sadece kendi düşünce ve  tecrübelerimden oluşan  bu  çerçevede; kapana koşan fare olmayan her girişimci, hesaplamasını doğru yaptığı fayda oranında mutlaka başarılı olacaktır.

Başarılar…

 http://www.isinsani.com/yazarlar/96-savas-aylan/1271-is-hayati-girisimcilik-ve-risk.html